Bir yargıyı, bir söylemi veya bir buyruğu sorgusuz uygulamak insanın yaratıcılığını köreltiyor. Yaratıcılığa darbe vurmakla kalmıyor aynı zamanda tembelliğe alıştırıyor. Bir beyin işçisi konumundayken beden işçisi haline geliyor. Bu haliyle de hep kazandığını zannediyor. Kazançlar art arda. Kişi bu haliyle çok mutlu. 'Kimse dokunmasın bana, ben en iyisini yapıyorum'. diyor. Bilmiyor ki kendinden başka herkes dokunmuş düşüncelerine. Aklında şu olabilir: ' Bir şeyi fazlaca sorgularsam ve alışılmışın dışına çıkarsam eleştiri oklarına hedef olabilirim ve ben bu okları karşılayacak güce sahip değilim'. İnsanoğlu zihninin anahtarını bulamıyor, şartları zorlamıyor bile. Böyle daha mutlu. Kısa süren bir mutluluk bu, ne bilsin. Köreliyor yavaş yavaş. Belli durumlara kolayca adapte ediyor kendini. Tek uğraşı bu: Adapte olmak.
Halbuki tuhaf ol, deli ol ama kendin ol. Kaybedeceğin bir şey yok. Kazanacağından emin olduğum tek bir şey var: Özgüven. Bir nefes kadar önemli, işte onu bir ömür boyu koru ve kolla.
Yazınız çok güzel gerçekten..
YanıtlaSilAlışılmışın dışına öyle hafiften bile çıkınca, özellikle bizim toplumda muhakkak garipsenir, aralarında laf konusu olur. Kendine adepte olmak en iyisi belki de ))
Kendine adapte olmak, ne güzel söylediniz :)
SilGaliba insanoğluna en kolay şey hazıra alışmak. Bilinenin dışına çıkmayı sevmediğimiz gibi çıkanlara da kötü gözle bakmıyor muyuz? Olabildiğince farklı olmak en güzeli. Kesinlikle tuhaf ol, deli ol ama kendin ol..
YanıtlaSilBu arada bloguna izleyici gadgetı eklemeyi unutma ki yazılarını takip edebilelim :)
YanıtlaSilFarklılık mutluluk demek özellikle de benim gibi bir aslan burcu için:) İzleyici gadgeti ekledim tavsiyeniz için teşekkürler Gizem hanım :)
Siltakipe aldım cnm :) banada beklerim bu arda çk güzel bi konuya değinmişim
YanıtlaSiltakipe aldım cnm :) banada beklerim bu arda çk güzel bi konuya değinmişim
YanıtlaSilTeşekkür ederim Gül Rengi :)
YanıtlaSil